29 Eylül 2009 Salı

hayal gibi gerçek

"Festival Genel Müdürü Mihai Constantinescu, sohbetimiz sırasında, Festivale davet ettikleri dünyaca ünlü müzisyen ve senfonik topluluklara şu taleple gittiklerini söyledi: ‘Sizi festivalimizde görmekten mutlu olacağız ama önemli bir ricamız var, sizlerden konser programınıza Enescu’nun en az bir eserini koymanızı talep ediyoruz’. Bu talep Romanya ile sınırlı değil üstelik. Festival yönetimi, misafirlerinin kendi ülkelerine döndükten sonra da en az bir konserlerinde Enescu çalmalarını ‘ısrarla’ talep ediyor. Amsterdam Concertgebouw gibi ‘havalı’ orkestralara böyle bir talep karşısında boyun eğdirmek hayli zor olsa bile bu ısrar sayesinde benim orada bulunduğum süre zarfında Philharmonia Orkestrası ve Basel Oda Orkestrası gibi çok kaliteli topluluklardan Enescu dinleme ayrıcalığına kavuştu Romen halkı. Bu manzarayı gördükten sonra, yabancı topluluklardan Saygun, Erkin vs. dinlemeyi geçtim kendi orkestralarımıza Türk eseri çaldırmaktan imtina eden festivallerimizi bir düşündüm.

Takvimde yer alan 175 konserin hemen hepsinin tıka basa dolu salonlarda yapıldığını söylemiştim geçen hafta. Salonları dolduran kitlenin içinde gençlerin sayısının çok oluşu dikkatimi çekmişti. Müzik öğrencilerine ve müzisyenlere ücretsiz bilet dağıtılmasıymış meğer bunun sebebi! Bilet fiyatları aslında tüm festival boyunca 8-12 avro tutarındaydı yani Amsterdam Concertgebouw konserini bile 12 avro’dan izleyebiliyordunuz ama mütevazı bütçeli Romen halkı için yine de az bir bedel değildi bu. İstanbul Müzik Festivali’nde satılan ama kimseye yetmeyen 10 liralık sınırlı sayıdaki öğrenci biletini düşününce Romen öğrenciler için sevindim doğrusu. Ama düşünün ki, 7 milyon avro’luk bütçenin yüzde 85’i devlet tarafından karşılanıyor. Yani ortada çok ciddi bir devlet sübvansiyonu olduğunu göz ardı etmemek gerekir.
George Enescu Festivali’nde ilgimi çeken noktalardan biri de, Ateneum’un yanındaki meydanda istisnasız her gün düzenlenen ücretsiz açıkhava konserleriydi. Bir ay boyunca her gün onlarca müzisyen ve senfonik topluluk bu açıkhava konserlerinde kendilerini izlemeye gelen Romen halkına klasik müzik konserleri sunuyordu. Özellikle akşam saatlerinde dolan bu konserlere daha ziyade alt gelir grubundan Romen halkı ellerinde yiyecek ve içecekleriyle aile boyu ilgi gösteriyordu. Hepsi de çalınan eserleri pür dikkat dinliyor, konserin sonunda sahnedekileri coşkuyla ayakta alkışlıyordu. Festivali kapalı salonlardan dışarı taşırıp şehrin tümüne yaymak, iki yılda bir, bir ay boyunca şehrin müzikle dolması amaçlanmıştı belli ki.
Her gün basılan ve tüm konser salonlarının girişinde halka ücretsiz dağıtılan tabloid boyda 16 sayfalık gazete, festivalin hayretle izlediğim bir başka uygulamasıydı. Bu gazetede bir önceki günün konserleri değerlendiriliyor, o gün ve bir sonraki günün konserleri ayrıntılı biçimde tanıtılıyor, sanatçılarıyla yapılmış röportajlara yer veriliyordu.
Türkiye’de de çok izlenen Mezzo TV ile yapılan anlaşmayla bu kanalın festivaldeki yedi konseri bizzat gelip kaydetmesi ve tüm dünyaya yayınlaması sağlanmıştı. Romen Televizyonu ise 800 kişilik küçük Ateneum salonundaki her konseri beş TV kamerasıyla kaydedecek kadar ‘olayın içindeydi’."

1 yorum:

  1. NIYET OLUNCA GERISI GELIYOR DEMEK KI !
    NE SANSLI ONLARA !
    YADA YUH OLSUN BIZLERE GIDEREK "KELAYNAKLAR"A DONUSMEYI BECERDIGIMIZ ICIN !

    ROMANYA'DA OYLE BIZDE DE BOYLE...
    HADI CAMAN TIYATROSU MILLI EMLAK ILE MILLI EGITIM ARASINDA PARALANIYOR
    BUYUK HEVESLE ACTIGI TALIMHANE TIYATROSUNDA KARSILASTIGI ZORLUKLARDAN YILAN MEHMET ERGEN LONDRA 'DA BECERDIGI TIYATRO DUSLERININ BURADA KABUSA DONMESINI ANLAMAYA CALISIYOR....
    AYSA PRODUKSIYON TIYATROSU 3 YENI OYUNA EV SAHIPLIĞI YAPACAK MEKAN ARIYOR !....
    LISTE DAHA COK UZAR GIDER...
    SENFONI PROVA BILE YAPMIYOR
    BALE SANATCILARI KEZA....

    YanıtlaSil