1 Eylül 2009 Salı

"guermantes tarafı"ndan:

"Sessizliğin bir güç olduğu söylenir; bambaşka bir anlamda, sevilen kişinin emrinde, korkunç bir güçtür. Bekleyenin sıkıntısını artırır. Bir kişiye yaklaşmaya insanı en fazla davet eden şey, kendisini ondan ayıran şeydir; sessizlikse, aşılması en imkansız engeldir! Sessizliğin bir işkence olduğu ve hapiste bu işkenceye mahkum edilenleri delirtebildiği de söylenir. Oysa sevilen kişinin sessizliğine maruz kalmak, suskunluktan da ağır, en ağır işkencedir! Robert şöyle düşünüyordu: "Ne yapıyor ki hiç sesi soluğu çıkmıyor? Herhalde başkalarıyla aldatıyor beni." Şunları da düşünüyordu: "Ben ne yaptım ki böyle sesi soluğu çıkmıyor? Belki de benden nefret ediyor, hem de temelli." Sonra kendini suçluyordu. Ve böylece sessizlik onu gerçekten de, kıskançlık ve pişmanlıktan delirtiyordu. Zaten hapishanedekinden daha zalim olan bu sessizliğin kendisi bir hapistir. Aradaki boş, ama terk edilenin gözlerinden çıkan ışınların geçemediği hava dilimi, şüphesiz manevi, ama aşılması imkansız bir duvardır. Sessizlik en feci ışıklandırmadır; bize uzaktaki sevgiliyi bir değil, bin gösterir, her biri de bir başka ihanette bulunmaktadır. Bazen ani bir gevşeklik içinde Robert sessizliğin birazdan sona ereceğini, beklediği mektubun geleceğini zannederdi. Mektubu görürdü, gelmekte olduğunu görürdü; her sese kulak kabartırdı, susuzluğunu gidermiş olurdu; "Mektup! Mektup!" diye mırıldanırdı. Bu şekilde hayali bir sevgi vahası görür gibi olduktan sonra, kendin yine sonsuz sessizliğin gerçek çölünde yerinde sayar halde bulurdu."

marcel proust
(yapı kredi yayınları, çeviren: roza hakmen)

1 yorum:

  1. Ben de yazılarınıza dört gün kadar ara verdiğinizde, umarım Pina Bausch’u anma töreni için Berlin’e gitmiştir diye düşünmüştüm. Sonra 2008–2009 Müzik Sezonu yazısına ise, hayranlıkla ama çoğunda kıskançlıkla bakakaldım. Şimdi fark ettim ki, Kayıp Zamanın İzinde gezmekte imişsiniz.

    Bu sessizlik hali, yarattıkları ve bu suçluluk duygusu daha iyi ifade edilebilir mi, hiç bilmiyorum. Keşke kitaplarımı okuduktan sonra başkalarına vermese idim ve devamına da göz atabilse idim. Akşamımı aydınlattınız, yine teşekkürler.

    İmza

    Marcel Proust’u sıkıcı bulan insanları sıkıcı bulun bir okur

    YanıtlaSil