26 Nisan 2009 Pazar

"körlük"ten:


" ...Doktorun karısı ona bakıyordu, genç kız yangın merdiveninin ilk basamağına oturmuş, ellerini dizlerinin üzerine bırakmıştı, yüzünde sıkıntılı bir ifade vardı, dağınık saçları omuzlarının üzerine düşmüştü, Onlara ne işaret bırakacağını ben biliyorum, dedi doktorun karısı. Merdiveni çabucak çıktı, eve girdi, elinde ip ve makas geri geldi, Nasıl bir işaret düşünüyorsun, dedi koyu renk gözlüklü genç kız, bu arada doktorun karısı makasla saçlarından bir tutam kesiyordu, Annenle baban geri gelirse, kapının tokmağında asılı duran bir tutam saç bulacak, bu saç tutamı kızlarının saçından başka kimin olabilir ki, Ağlama isteği uyandırıyorsun içimde, dedi koyu renk gözlüklü genç kız, öyle dedi ve öyle yaptı, başını, dizlerine çapraz uzattığı kollarının üzerine koyarak, içini dolduran hüznün doludizgin boşalmasına izin verdi, özlemlerine ve pişmanlıklarına ağlıyordu, doktorun karısının bu incelik dolu hareketinin içinde uyardırdığı heyecandı onu ağlatan, sonra o noktaya onu hangi yolların getirdiğini bilmeden, aynı zamanda birinci kattaki yaşlı kadına, o çiğ et yiyicisine, evinin anahtarlarını ona cansız eliyle veren o korkunç büyücüye de ağladığını fark etti. Bunun üzerine doktorun karısı, Ne tuhaf bir dönemde yaşıyoruz, her şeyin düzeni tersine döndü, dedi, çoğu zaman ölümü anlatan bir simge, şu anda birinin hayatta olduğunu belirtiyor. Koyu renk gözlüklü genç kız, saçından kesilmiş tutamı kendi elleriyle kapının tokmağına astı, Annemle babamın bunu bulacaklarına inanıyor musun, dedi, Kapı tokmağı, bir evin ileri uzanmış elidir, diye yanıt verdi doktorun karısı, ve bu sözlerden sonra ziyaretin sona erdiğine karar verdiler... "

josé saramago
(can yayınları, çeviri: aykut derman)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder