27 Mart 2009 Cuma

27 mart dünya tiyatro günü kutlu olsun!

"atrofi 1 isimler evi", "mahşer & ana" ve "sweet dreams"; 27 mart alakart menüm bu gösterilerden oluştu.

akşamın ısınma turu, fransız kültür merkezi'nde sahnelenen ayrin ersöz'ün "atrofi 1 isimler evi" adlı yapıtıydı. mayıs 2008'de tiyatro festivali'nde prömiyer yapmış ve sezon içinde bir kaç defa tekrarlanmış bu entellektüel dans gösterisini seas bahanesiyle yakaladığıma çok sevinmiştim. ancak benim için fazla soyut, kendi içine kapalı ve bir dans gösterisi için fazlaca gevezeydi.
"atrofi"nin bana göre en etkileyici özelliği müziğiydi; bestecileri, müziği aynı zamanda sahnede canlı icra eden ceren akçalı (kontrbas), ayca daştan (piyano) ve tansu eğinlioğlu (çello) idi.
"atrofi" benim için ne kadar hayalkırıklığıysa, "vur/yağmala/yeniden"in 6. gösterisi "mahşer" ve "ana" da o kadar etkileyiciydi.

kanımca bu iki kısa oyun, dotbilsarda projesinin gerek reji, gerekse oyunculuk açısından en olgun, en başarılı gösterileri.
"mahşer"de hatice aslan ve enis arıkan ne kadar içerden oynuyorlarsa, "ana"da ipek bilgin o kadar abartılıydı; ama o ne muhteşem oyunculuktu öyle!
"mahşer"de o kadar güzel hazırlanmış mizansenler vardı ki, neredeyse hareketli rodin heykelleri izliyor gibiydim! "ana"da ise ipek bilgin turuncu saçları ve turuncu sabahlığı ile ekspresyonist bir ilahe gibiydi.
iki oyun da alkışlara eşlik eden bravoları sonuna kadar hak ettiler!

27 mart akşamımın son gösterisi; "gezici tiyatro festivali" adını taktığım black/north seas günleri kapsamında talimhane'de sahnelenen "sweet dreams" idi. bu aynı zamanda seas'in de son kapalı-mekan gösterisiydi.
beraber seyrettiğim arkadaşım oyunu çok beğendi, hatta çıkışta çaktırmadan afişini yürüttü. onun dediği gibi "tam da talimhane'nin atmosferine uyan" bir yapımdı, ancak beni pek fazla etkilemedi.
coğrafi olarak yakın ancak -malum konular dışında- hakkında çok da fazla bilgimiz olmayan bir ülkeden, ukrayna'dan gelen vilna scena (açık sahne) adlı topluluk sahneledi "sweet dreams"i. belli ki oyunun yönetmeni dmytro bogomazov yetenekli, ustaca atmosfer kuran bir sanatçı; neredeyse hiç bir dekor kullanmadan, ancak profesyonel bir ışık, projeksiyon ve ses tasarımıyla sahnede harikalar yarattı.
oyunda özellikle başrolü oynayan genç aktör çok başarılıydı; gerek beden dili, gerek müzisyenlik tarafı, gerekse de zemin ile yoğun ilişki kuran hareket/dans becerisi üst düzeydeydi.

darısı önümüzdeki yılların 27 mart'larına!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder