4 Şubat 2009 Çarşamba

romantizmin doruklarında

"ilk başta piyano, eşi tarafından terk edilmiş bir kuş gibi sızlandı. civardaki bir ağaçta duran keman onu duydu ve cevap verdi. sanki dünyanın başlangıcında başka hiçbir şey değil de sadece ikisi vardı. hatta şöyle de diyebiliriz: yaratıcıları onları öyle yaratmıştı ki bu dünyada kendilerinden ya da bu sonattan başka hiçbir şey yer almıyordu."
- marcel proust, "kayıp zamanın izinde"

kapsamlı program broşürü sayesinde, cesar frank'ın sonatının edebiyata da sızdığını öğrendim. ["kayıp zamanın izinde" maratonunu hala koşmamış olmam ne utanç verici! fatih özgüven'e kalırsa; hayatta en gıpta ettiği insanlar "kayıp zamanın izinde"yi yeni okumaya başlayanlarmış. eh, hayatta iki kere okunabilecek bir roman dizisi değil elbet.]


kapsamlı broşür yo-yo ma & kathryn stott konserine aitti. konser bu akşam işsanat'taydı.
rusya'dan arjantin tangolarına, brezilya'dan biedermeier almanya'sına, oradan romantizm'in fransa'sına uzandık iki saat boyunca. değişmeyen tek bir şey vardı: yoğun lirizm.

bence açılış parçaları zordur, dinleyiciyi dış dünyanın kargaşasından arındırıp konserin atmosferine çekmesi gerekir. schubert'in "arpeggione"si hem enfes bir seçimdi hem de mükemmel bir duyarlılıkla yorumlandı.
ikili şostakoviç'in sonatı ile piazzolla'nın "le grand tango"sunu arka arkaya bir nefeste çaldı, sanki tek bir esermiş gibi. "le grand tango"nun rostropoviç için yazıldığı düşünülürse yanlış bir tercih olmadı.
aynı şekilde; ikinci yarıda gismonti & carneiro'nun "bodas de prata" ile "quatro cantos"unun arkasına frank'ın sonatı çok yakıştı.

iki saat boyunca günlük hayatımıza dair her şeyi unuttuk, sadece müziği yaşadık!

[bir soru: yo-yo ma'nın internet sitesinde istanbul konseri neden gözükmüyor?]

3 yorum:

  1. konser iki ay evvel sold out idi galiba, yoksa ben de gidecektim.

    YanıtlaSil
  2. Konser güzeldi gerçekten ama benim o konser salonu ile bir problemim var; konsantrasyonum çok kolay bozuluyor orada.. Bir de ben konserde sahnenin sağında, önlere doğru oturduğum için midir nedir, piano baskın bir konser dinledim.

    Konserin altı çizilesi eserleri benim için de Piazzolla'nın tangosu ve Cesar Frank'ın sonatı..

    YanıtlaSil
  3. aslında konferans salonu olarak tasarlanıp sonradan konser de verilebilir duruma getirildiği için olmalı, akustik iddia edildiği gibi "istanbul'un en iyisi" değil!
    bunu natalia gutman da oradaki konseri sonrasında kuliste dile getirmişti. hatta akustik bakımdan crr'yi daha iyi bulduğunu da eklemişti ardından.

    YanıtlaSil